İslam dini, insanların birbirine iyilik yapmasını, hayra vesile olmasını ve faydalı ilim paylaşmasını büyük bir sevap olarak görür. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hadislerinde bu konuların önemi açıkça vurgulanmıştır. Bir iyiliğe aracılık etmek veya insanlara faydalı olacak bilgiler bırakmak, Müslüman için hem dünyada hem ahirette kazanç sağlayan değerli amellerdendir.
Hayra Vesile Olmak – Bir İyiliğe Aracılık Etmenin Sevabı
Hadis:
“Kim bir hayra vesile olursa, o hayrı yapanın sevabı kadar sevap alır.”
(Müslim, İmare 133)
Bu hadis, bir iyiliği yapan kadar, o iyiliğe vesile olan kişinin de aynı sevabı kazanacağını bildirir.
Bunun anlamı şudur:
-
Bir kişiye doğru yolu göstermek,
-
Ona faydalı bir bilgi öğretmek,
-
Bir hayır işine teşvik etmek,
-
Bir ibadet veya iyilik yapmasına yardımcı olmak
kişiyi büyük bir sevaba ortak eder.
Neden Önemlidir?
Çünkü bazen küçük bir teşvik bile bir insanın hayatını değiştirebilir. Bir kişinin yaptığı iyilik, onunla sınırlı kalmaz; ona vesile olan kişi de aynı mükâfata ortak olur. Bu yönüyle hayra vesile olmak, hem büyük hem de kesintisiz bir kazançtır.
Sadaka-i Cariye – Ölümden Sonra Bile Sevabı Devam Eden Amel
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) başka bir hadisinde şöyle buyurmuştur:
Hadis:
**“İnsanoğlu öldüğü zaman amel defteri kapanır; ancak üç şey hariç:
-
Sadaka-i câriye,
-
Faydalanılan ilim,
-
Kendisine dua eden hayırlı evlat.”**
(Müslim, Vasiyet 14)
Bu hadis, Müslümanın amel defterini ölümden sonra bile açık tutan üç kalıcı iyiliği anlatır.
1. Sadaka-i Cariye Nedir?
Sadaka-i cariye, insan öldükten sonra bile sevabı devam eden hayırlı işler demektir.
Örnekler:
-
Su kuyusu açmak
-
Camii, okul, köprü gibi kalıcı eserler
-
Kur’an kursu yaptırmak
-
Yetimlere destek olmak
-
İnsanların faydalandığı her türlü kalıcı hizmet
Bu iyiliklerden faydalanıldığı sürece kişinin amel defterine sevap yazılır.
2. Faydalanılan İlim – Bilgi Paylaşmanın Kalıcı Sevabı
Bir insana doğru bilgi öğretmek, kitap yazmak, faydalı içerik üretmek veya topluma fayda sağlayan bir ilim bırakmak; kişi öldükten sonra bile sevap kazandırmaya devam eder.
Bu nedenle büyük âlimler, öğretmenler, eğitimciler ve ilim paylaşan herkes, kıyamete kadar devam eden bir ecir kazanır.
Günümüzde ise blog yazıları, videolar, eğitimler ve dijital içerikler de faydalı ilim kapsamında değerlendirilir.
Yani çevrimiçi olarak paylaştığınız bir bilgi bile, insanlar faydalandıkça sadaka-i cariye olur.
3. Dua Eden Hayırlı Evlat
Bir mümin, çocuğuna iyi bir terbiye verir, doğru yolu öğretir ve dini ahlak kazandırırsa; evlat onun için ömür boyu bir hayır kapısı olur.
Evladının yaptığı her dua, her iyilik ve her ibadet, anne ve babanın amel defterine yazılır.
Sonuç: İyilik Yaymak, Bilgiyi Paylaşmak ve Hayra Vesile Olmak Müminin Kazancıdır
Bu iki hadis, Müslüman’ın hayatına yön veren güçlü mesajlar taşır:
-
Hayra vesile olmak, iyiliğe ortak olmaktır.
-
Faydalı ilim bırakmak, öldükten sonra bile sevap getiren bir sadakadır.
-
Sadaka-i cariye, dünyadan ayrıldıktan sonra bile amel defterini açık tutan en değerli mirastır.
Bir mümin, yaptığı her iyiliğin, paylaştığı her bilginin, yetiştirdiği hayırlı evladın kendisine nasıl geri döneceğini bilir ve hayatını buna göre şekillendirir.
İşte bu yüzden Dualar Hazinesini kurmuştum ve çok uzun yıllardır bunu devam ettirmek için para harcadım fakat tek kuruş kazanmak için adım atmadım, diğer sitelerin ve taklitlerimizin aksine tek dileğim ilmi paylaşmak oldu.
Dualar Hazinesini kurmadan önce hayatımın bir evresinde muhatap olduğum çok dindar görünen fakat iblisin insan şeklindeki bazı insanlar ve akrabalar aklıma geldi şimdi. Onlarla yıllardır görüşmüyorum ve onlar bir an bile aklıma gelmiyor fakat bu yazıyı yazarken görüntü ile kalbin ne kadar farklı olduğunu bir kez daha anımsadım. Kendini çok dindar görüp çok şey bilen fakat hiçbir insana o bilgisinin faydası olmayan kibirli kıskanç kötü insanlar. Dini bilgisi olabilir ama asıl İslam ,Mesnevi, Peygamber efendimizin sav karakterinden çok uzak iyilik cahili, kendini üstün sanan diğerlerini aşağılayan küçük gören insanlık yoksunu, çocukluktan itibaren dini eğitim almış güya, güya kapalı, güya adam ama adamlıktan insanlıktan yoksun mahlukatlar. Hayatında hiç karşılıksız bir iyilik yapmamış olan insancıklar. Kendini islamen üstün sanan ama aslında tam tersine çok aşağılarda olan insancıklar.
Eğer bilgisi ile veya yaşamı ile veya sahip oldukları ile böbürlenen ve bu sahip oldukları hiçbir insana karşılıksız fayda sağlamayan birisi ile karşılaşırsanız ondan kaçın. Allah ona hak ettiklerini kötülükleri yaşatıyor ve sen iyi olduğun için gelecekte sana hak ettiğin iyilikleri veriyor.
Selam ve Dua ile,

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder