Kun Feyekun Duası

Allah-u Te’âlâ bir şeyi yaratmak istediğinde;o şeye ‘’kün feyekün =var ol!” buyurur, o da hemen var olur”.

Kur’an’daki, “Kün feyekûn” kavl-i şerifi bulunan bütün ayetler bu duada zikredildiği için bu duayı ihlas ile okuyanların kısa bir zaman içinde Allah’ın lütfuyla muradları hasıl olacağı söyleniyor. Bu duayı okuyan kişi, Allâh-u Te’âlâ’nın: “ol” emrinin, kendi muradına yöneldiğine itikat etmesi halinde daha çabuk tesir gördüğü söyleniyor.

Bütün istekler için
KÜN FE YEKÜN DUASI
Euzu billahi mimeş şeytanir raciym.

Bismillâhir rahmânir rahîm.
Rahman ve Rahim olan Allah'in adiyla.

Ve salallahu ala nebiyyil keriym.
Allah keremli Nebi'ye salat etsin

Allahumme Ya Rabbi, Allahumme Ya Rabbi, Allahumme Ya Rahiym.
Ey Allah'ım Ey Rabbim. Ey Allah'ım Ey Rabbim. Ey Allah'ım Ey Rahiym.

Elmelikul kuddûsus selâmul mû’minul muheyminul azîzul cebbârul mutekebbir, subhânallâhi ammâ yuşrikûn. 
Melik'tir, Kuddüs'tür, Selâm'dır, Mü'mindir, Müheymin'dir, Azîz'dir, Cabbar'dır Mütekebbir'dir. Allah, şirk koşulan şeylerden uzaktır. (Haşr 23)

E fe gayre dînillâhi yebgûne ve lehû esleme men fîs semâvâti vel ardı tav’an ve kerhen ve ileyhi yurceûn. 
Göklerdeki ve yerdeki herkes ister istemez O’na boyun eğmişken ve O’na döndürülüp götürülecekken onlar Allah’ın dininden başkasını mı arıyorlar? (Ali İmran 83)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Kul huvallâhu ehad. Allâhus samed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekun lehu kufuven ehad.
De ki: “O, Allah’tır, bir tektir. Allah Samed’dir. O, doğurmadı ve doğurulmadı. Hiçbir şey O’na denk ve benzer değildir. (İhlas suresi)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

İzâ câe nasrullâhi vel feth. Ve reeyten nâse yedhulûne fî dînillâhi efvâcâ. Fe sebbih bi hamdi rabbike vestagfirh, innehu kâne tevvâbâ. 
Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde ve insanların bölük bölük Allah’ın dinine girdiğini gördüğünde, Rabbine hamd ederek tespihte bulun ve O’ndan bağışlama dile. Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir. (Nasr suresi)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

İnnâ fetahnâ leke fethan mubînâ.
Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik. (Fetih 1)

Li yagfire lekallâhu mâ tekaddeme min zenbike ve mâ teahhare ve yutimme ni’metehu aleyke ve yehdiyeke sırâtan mustekîmâ.
Allah böylece, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlar, sana olan nimetini tamamlar, seni doğru yola eriştirir. (Fetih 2)

Ve yansurekallâhu nasran azîzâ.
Ve Allah, sana azîz bir zaferle yardım etsin. (Fetih 3)

İnnâ fetahnâ leke fethan mubînâ.
Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik. (Fetih 1)

Li yagfire lekallâhu mâ tekaddeme min zenbike ve mâ teahhare ve yutimme ni’metehu aleyke ve yehdiyeke sırâtan mustekîmâ.
Allah böylece, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlar, sana olan nimetini tamamlar, seni doğru yola eriştirir. (Fetih 2)

Ve yansurekallâhu nasran azîzâ.
Ve Allah, sana azîz bir zaferle yardım etsin. (Fetih 3)

İnnâ fetahnâ leke fethan mubînâ.
Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik. (Fetih 1)

Li yagfire lekallâhu mâ tekaddeme min zenbike ve mâ teahhare ve yutimme ni’metehu aleyke ve yehdiyeke sırâtan mustekîmâ.
Allah böylece, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlar, sana olan nimetini tamamlar, seni doğru yola eriştirir. (Fetih 2)

Ve yansurekallâhu nasran azîzâ.
Ve Allah, sana azîz bir zaferle yardım etsin. (Fetih 3)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

Nasrun minallâhi ve fethun karîb, ve beşşiril mû’minîn.
Allah'tan yardım ve yakın bir fetih. Ve mü'minleri müjdele.(Saf 13)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

E fe gayre dînillâhi yebgûne ve lehû esleme men fîs semâvâti vel ardı tav’an ve kerhen ve ileyhi yurceûn. 
Göklerdeki ve yerdeki herkes ister istemez O’na boyun eğmişken ve O’na döndürülüp götürülecekken onlar Allah’ın dininden başkasını mı arıyorlar? (Ali İmran 83)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

Kâlû innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn.
Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler.(Bakara 156)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

Ves semâi vet târık.Ve mâ edrâke met târik.En necmus sâkıb.İn kullu nefsin lemmâ aleyhâ hâfız. Fel yenzuril insânu mimme hulık. Hulika min mâin dâfik.Yahrucu min beynis sulbi vet terâib. İnnehu alâ rec’ıhî le kâdir. Yevme tubles serâir.Femâ lehu min kuvvetin ve lâ nâsır. Ves semâi zâtir rec’. Vel ardı zâtis sad’.İnnehu le kavlun fasl.Ve mâ huve bil hezl.İnnehum yekîdûne keydâ.Ve ekîdu keydâ. Fe mehhilil kâfirîne emhilhum ruveydâ.
Semaya ve Tarık'a andolsun.Tarık'ın ne olduğunu sen bilir misin? O, (ışığıyla karanlığı) delen yıldızdır. Bütün nefslerin üzerinde mutlaka gözleyici ve koruyucu vardır. Öyleyse insan neden yaratıldığına bir baksın.Fışkırıp çıkan bir sudan yaratıldı. Bu su, bel ile kaburga kemikleri arasından çıkar. Şüphesiz Allah’ın onu, öldükten sonra tekrar diriltmeye de gücü yeter.Bütün sırların yoklanacağı günü hatırla!(O gün) artık insan için ne bir kuvvet vardır, ne de bir yardımcı. Yağmurlu göğe andolsun, Yarık yarık çatlamış yere andolsun.Şüphesiz o Kur’an, hak ile batılı ayırd eden bir sözdür.O, boş bir söz değildir.Şüphesiz onlar bir tuzak kurarlar,Ben de bir tuzak kurarım.Artık sen inkârcılara mühlet ver; onlara biraz zaman tanı! (Tarik suresi)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

Ye’tîhâ rızkuhâ ragaden min kulli mekânin.
Oraya her taraftan bolca rızık gelirdi. (Nahl 112)

Vallâhu hayrur râzıkîn.
Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır. (Cuma 11)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

Mâ ındekum yenfedu ve mâ ındallâhi bâk.
Sizin yanınızdaki tükenir, Allah katında olan ise kalıcıdır.(Nahl 96)

Vallâhu hayrur râzıkîn.
Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır. (Cuma 11)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

E fe men yemşî mukibben alâ vechihî ehdâ emmen yemşî seviyyen alâ sırâtın mustekîm.
Şimdi, yüzüstü kapanarak düşe kalka yürüyen mi daha doğru gider, yoksa dosdoğru bir yolda dimdik yürüyen mi? (Mülk 22)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

Li îlâfi kureyş. Îlâfihim rıhleteş şitâi ves sayf. Fel ya’budû rabbe hâzel beyt. Ellezî at’amehum min cûın ve âmenehum min havf.
Kureyş’i ısındırıp alıştırdığı; onları kışın (Yemen’e) ve yazın (Şam’a) yaptıkları yolculuğa ısındırıp alıştırdığı için, Kureyş de, kendilerini besleyip açlıklarını gideren ve onları korkudan emin kılan bu evin (Kâbe’nin) Rabbine kulluk etsin. (Kureyş suresi)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

Ya Rabbi, Ya Rabbi, Ya Rabbi,Ya Allah, Ya Allah, Ya Allah. 

Kulillâhumme mâlikel mulki tû’til mulke men teşâu ve tenziul mulke mimmen teşâ’, ve tuizzu men teşâu ve tuzillu men teşâ’, bi yedikel hayr, inneke alâ kulli şey’in kadîr.
De ki: “Ey mülkün sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden de mülkü çeker alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.” (Ali İmran 26)

Tûlicul leyle fîn nehâri ve tûlicun nehâra fîl leyl, ve tuhricul hayya minel meyyiti ve tuhricul meyyite minel hayy, ve terzuku men teşâu bi gayri hısâb.
“Geceyi gündüze sokarsın, gündüzü geceye sokarsın. Ölüden diriyi çıkarırsın, diriden ölüyü çıkarırsın. Dilediğine de hesapsız rızık verirsin.” (Ali İmran 27)

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn.
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. (Yasin 82)

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. (Yasin 83)

Eşhedü en la ilahe illallahü vahdehü la şerikeleh ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resulühü.

Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim.

Eciybu eyyühel melaiketü verruhaniyyunel müvekkelüne bi hazihil ayatil keriymeti li dağveti fi kadai haceti… 
(Anlamı bu ayetlerin koruyucu melekleri dileğim için davetime karşılık verin)

Bismillâhir rahmânir rahîm.

Bedîus semâvâti vel ard, ve izâ kadâ emren fe innemâ yekûlu lehu kun fe yekûn.
O, gökleri ve yeri örneksiz yaratandır. Bir işe hükmetti mi ona sadece “ol” der, o da hemen oluverir. (Bakara 117)

Kâlet ennâ yekûnu lî gulâmun ve lem yemsesnî beşerun.
Bana hiçbir insan dokunmadığı hâlde, benim nasıl çocuğum olabilir?” dedi.(Meryem 20)

Kâle kezâlikillâhu yahluku mâ yeşâ’ izâ kadâ emren fe innemâ yekûlu lehu kun fe yekûn.
Allah, “Öyle ama, Allah dilediğini yaratır. O, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece “ol” der, o da hemen oluverir” dedi. (Ali İmran 47)

Ve huvellezî halakas semâvâti vel arda bil hakk, ve yevme yekûlu kun fe yekûn.
Ve semaları ve yeryüzünü hak ile yaratan O'dur. Ve “Ol!” dediği gün herşey olur. (Enam 73)

İnnemâ kavlunâ li şey’in izâ erednâhu en nekûle lehu kun fe yekûn.
Biz bir şeyin olmasını istediğimiz zaman sözümüz sadece, ona, “ol” dememizdir. O da hemen oluverir.(Nahl 40)

Huvellezî yuhyî ve yumît, fe izâ kadâ emren fe innemâ yekûlu lehu kun fe yekûn.
O, yaşatan ve öldürendir. Bir şeye karar verdiğinde, ona sadece “ol” der, o da oluverir.(Mumin 68)

Allahumme bi hakkı hazihil ayati ve ma fiha minel esrari ıkdiy haceti fiddareyni. 
(Anlamı bu ayetler ve ayetlerin sırları hürmetine dileğimi kabul eyle)

İnneke alâ kulli şey’in kadîr. 
Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin. (Ali İmran 26)


Amin..

Allah cc cümlemizin dualarını kabul etsin inşaAllah..Amin

Bagimliliklardan Kurtulmanin Yolu

  Bağımlıklardan kurtulmak mümkün öncelikle tıbbın psikolojinin bilinçaltının yardımıyla ve İslamı anlayarak