İnsan arar
Bazen bulur bazen buldum zanneder
Bazen buldum zannetmişken bir imtihanla kaybediverir
Aradığını bazen bir çift gözün derûnunda bulur
Bazen kaybeder kendisini insan
Bir çift gözbebeğinin ta içinde
Genç adam da ararmış Aşkı ararmış
O kitaplarda okuduğu filimler de seyrettiği
Hayalini kurduğu rüyalarda gördüğü aşkı aramış yıllar boyu
Bir gün bir kütüphaneden bir kitap almış
Oturmuş sabaha kadar okumuş yutmuş o kitabı ezberlemiş
Bazen sayfaları birbiri ardınca çevirmiş
Tekrar okumuş Tekrar okumuş
Ve o kitapta ki aşka vurulmuş genç adam
Sonra kitabı kapatmış sabaha karşı düşünmeye başlamış
Acaba böyle aşıklar gerçekten var mıdır?
Böyle bir aşık Böyle bir maşuk Böyle bir çift göz gerçekte de var mıdır?
Kitabın kapağını kaldırıp bakmış ki
Kendinden önce okuyanların isimleri var
Bir tane bayan ismi Acaba? demiş
Bir ömür beklediğim aradığım acaba o olabilir mi?
O da bu kitabı okurken filan sayfada benim düşündüğümü düşünmüş müdür?
Falanca sayfayı okurken böyle bir tebessüm etmiş midir?
Falan yerde gözlerinden yaşlar süzülmüş müdür bir bir?
Hayaller kurmaya başlamış
Sabah olduğunda genç adam Aradığım sevgiliyi buldum! demiş
O kadın benim bir ömür aradığımdan başkası değil
Göreceğim onun gözlerini, onun gözlerinin kapısından gireceğim yüreğine
Sabah olunca o isimde ki herkese birer tane mektup yazmış
Adresleri bulmuş fihristten
Göndermiş mektupları ve beklemeye başlamış
Bir iki üç dört beş
Günler günleri kovalamış haber yok
Bir sabah eve geldiğinde posta kutusu
Kalbi güm güm atmaya başlamış çıkartmış o
Ondan bir mektup
Hemen alelacele merdivenleri koşarak çıkmış
Bir taraftan zarfı açmış okumuş cevap
Genç adam sizi tanımıyorum bir kez bile görmedim yüzünüzü Zaten görmem de gerekmez bir tek gördüğünü sevmez gözler ama itiraf edeyim yazdıklarınıza vuruldum Sizde benim hoşuma gittiniz
Genç adam hemen bir cevap karalamış oracıkta
Cevabını beklemeye koyulmuş, iki üç gün
Hani beklerken de zaman geçmez
Koşmuş gelmiş bakmış posta kutusunda bir mektup
Hemen bir cevap
Bir mektup bir cevap
Beş yıl boyunca karşılıklı mektuplaşmışlar
Birbirlerinin ne yüzünü ne de gözünü görmemişler bu zaman diliminde
Delikanlı dayanamamış artık yakmış hasret yüreğini
Bir mektup yazmış
Hanımefendi sizi görmek istiyorum Yüzünü görmeden özüne vurulduğum kadını merak ediyorum Ne olur buluşalım
Cevap gelmiş
Hay hay Filan gün falan sahil kasabasında falan yerde bekliyorum Beni tanımanız için yakamda da kırmızı bir gül olacak
Zaman geçmek bilmemiş
Genç adam şiirler okumuş türküler söylemiş
Nihayet o sabah geldiğinde iki saat evvelden belki
Koşturup o sahil kasabasına gelmiş, beklemeye başlamış
Martıların sesi bir başka
Dalgalar bir başka vurmakta sahile
Simitçi çocuk bile o gün bir başka güzel
Yüreği alt üst pır pır
Vakit yaklaştıkça yerinde duramaz olmuş
Karşıdan gelenlere Acaba o mu? Belki de budur
Hepsinin yakasına bakıyor Yok o değildir! O değildir!’
En son bakmış ki karşıdan birisi geliyor.
Muhteşem bir endam saçlar bellere kadar dökülmüş
Bakışlar alıp insanı asırlar ötesine kıtalar ötesine götürecek kadar güzel
Ve o kadar tatlı bir tebessümle genç adama doğru yürüyerek geliyor ki
İşte demiş İşte biliyordum o
Ona doğru yürümeye başlamış yaklaşmış,
Tam karşı karşıya gelmişler göz göze bakmışlar
Genç kız bir tebessüm edip delikanlının önünden sıyrılıp geçmiş ki;
Arkada ellili yaşlarda kalın camlı gözlükleri olan, yüzü çiçek bozuğu,
Seksen kilo kadar 1,50 boylarında, yakasında kırmızı bir gül olan bir kadın
Dönüp bakmış giden kıza
Gel! der gibi bakmakta o güzellik
Diğerinin gözlerine bakmış yalvararak bakıyor
Hayır! demiş Ben bir anda vurulduğuma değil
Yüzünü görmeden özüne vurulduğum kadına gideceğim
İhtiyar kadının önüne gelmiş durmuş elini uzatmış
Merhaba demiş Ben filanca Kadın tebessüm etmiş
Delikanlı sizi tanımıyorum ama şu karşı kaldırımda ki kız var ya sizi görünce gözleri ışıl ışıl oldu Yakasında ki gülü çıkartıp benim yakama taktı ve dedi ki
Şşş Teyze imtihan! imtihan
Delikanlı dönüp bakmış ki! genç kız kollarını açıp kendisine doğru gelmekte
Bazen yıllar sürer bir gözün kapısından içeri girmek bazen bir an
Ve o imtihanı verenler o kapıdan içeri girip
O gönülde bir ömür misafir olurlar
Gözler ki aşk kapısının tokmağıdır gözler ki aşkın kapısıdır
Girmesini bilene!!
Serdar Tuncer'den hikayeyi dinlemek için videoyu tıklayın.