Ey Afüvv olan ve günahları affeden, yok eden Allah’ım,
Sen büyük, küçük bütün günahları affeden ve affetmeyi çok sevensin. Kullarının sayısız günahlarını affederek sevindirmeyi çok seversin.
“Bir hayrı açıklar ya da gizli tutarsanız veya bir kötülüğü bağışlarsanız, şüphesiz Allah, Afüvv ve Kadîr’dir.” (Nisâ Suresi, 149)
Senin Afüvv ismin Gafur ismine yakın ama affetmede daha ileridir. Gafur; günahları örten, Afüvv ise günahları affeden ve kökünden kazıyan, yok eden demektir.
Senin Afüvv ismin, Muntakim isminden de şumullüdür. Afüvv ismine mazhar olanlar, Muntakim isminden kurtulurlar. Bu, Cehennem’den kurtulup Cennet’e kavuşmak gibidir.
Senin ahlakın olan, Kur’an ahlakıyla ahlaklanmayan kullar, birbirlerinin suçlarını affetmez ve yüzüne vururlar. Sen bizleri Esmâü’l Hüsnalarınla ahlaklandır. Affa muktedir olduğumuz anlarda evlatlarımızı, çevremizdeki insanları sürekli affedelim. Sen de bizleri affeyle.
Sen Rabbül Âleminsin. Âlemleri terbiye ettiğin gibi bizleri de affedip, terbiye eyle. Her bir Esman Sana giden nurdan bir otobandır. Esmalarınla bizi kendine yakınlaştır, kendine âşık ve mukarrabin eyle.
Senin Habibin, arkasına 3-4 yaşındaki torununu bindirdi ve başıyla sağa döndü “Af Allah’ım” dedi. Bir de sola dönüp “Af Allah’ım” diyecekti ki Cebrail’in geldi ve Habibinin ağzını eliyle tuttu. “Bir daha “Af Allah’ım” dersen Allah bütün ümmeti Muhammed’i affedecek” dedi. Ne olur Zatın hürmetine, Esmâü’l Hüsnan aşkına, Habibin aşkına, İsmi Azam’ın aşkına, Kur’an, Kâbe ve âşıkların aşkına bütün ümmeti Muhammed’i affeyle Allah’ım.
Miraç’ta Habibine ne güzel bir müjde verdin. Ümmetinin şirk dışında bütün günahlarını affedeceğini müjdeledin. Sen ne büyük Afüvv’sün Allah’ım. Bu ne büyük müjde Allah’ım.
Senin bizlere verdiğin en büyük müjdenin biri de, Habibine mahşerde lutfedeceğin büyük şefaattir. Habibine verdiğin büyük değeri, O’na vereceğin büyük şefaatle göstereceksin. O gün bizim için ne büyük bir gün. Habibinin şefaati bizim için ne mutlu bir son. Senin tecellisi dünyalara sığmayan Afüvv ismin, O gün bütün büyüklüğüyle zuhur edecek. Belki bu zuhur Cehennemin nârını nura gark ve kalb edecek.
Af Senin şanın Allah’ım. Senin büyüklüğün kadar affın ve merhametin de büyük. Sen merhametlilerin en merhametlisisin.
Şeytan Senin kullarına giderek sürekli vesvese verir. “Sen günah işledin, Allah seni asla affetmez diye” sınırsız bir hazine olan Senin Afüvv ismini kullarından gizlemek ister. Vesveseyle kullarını ümitsizliğe düşürüp kendine arkadaş arar. Zavallı Şeytan mahşerde Senin Afüvv ismine sığınacak ve Merhametlilerin en merhametlisi olduğunu zikrederek, Habibin aşkına Senden merhamet ve af dilenecek.
Ey Affı sonsuz ve sınırsız olan Allah’ım, Sen cezalandırmaktan daha çok affetmeyi seversin. Her kulun inancı ölçüsünde, Senin birçok isimlerinin tecellisine mazhardır. Her kulun senin bir sanat eserindir. İsimlerinin tecellilerine mazhar olmuş kullarını cezalandırmayı sen Sevmezsin. Senin Sevdiğin şey kullarının acizliğini anlayıp, günahlarından pişman olup senden af dilenmesidir. Kullarının Sana meyletmesi, Seni arzu etmesi, Seni sevmesi, Sana gönül vermesi, Senden marifetullah istemesi, Senden Cennet’te Cemalini istemesidir.
Af, af, af. Af Allah’ım, af…
Habibin ve Ümmeti Muhammed aşkına af.
İsmi Azamin ve Kur'an-ı Azimüşşan’ın yüzü suyu hürmetine af.
Cennet’te Cemal’in aşkına af.
Allah’ım göster semanın sakinlerine ve mahşerdekilere, Habibine ve Ümmeti Habibullah’a verdiğin değeri.
Affeyle bizleri meccanen. Affeyle Habibin ve Ümmeti Habibullah’ın hürmetine bütün ümmetleri.
Ey Habibinin geçmiş-gelecek bütün günahlarını affeden Allah’ım. Bizler de Habibinin ümmetiyiz. Ümmeti Habibullahız. Habibin aşkına bizim de geçmiş ve gelecek günahlarımızı affeyle. Mademki Afüvv’sün ve affı çok seversin. Öyleyse affeyle. (Âmin)
