Yüreğimizde Başkalarına Yer Olsun


Bile bile, göre göre, işite işite en yakınımızdan en uzağımıza cereyan eden menfi davranış ve olaylar karşısında irademizi gömmek; müminin sorumluluk anlayışına yakışmaz, biliriz.

 Ne var ki dünyevi çekincelerimiz çoğaldıkça kabullerimiz ve duruşumuz da değişiyor, hayra delalet etmez bir hal alıyor. Yine de fıtratımızdaki merhamet hissiyle ruhumuz daralıyor, feryat edesimiz geliyor. Lakin gönlümüzü neme lazımcılığa, “Bana ne?”ciliğe, hayrı ba...şkasına havale etme kolaycılığına kaptırdığımızdan feryadımız; kendimizi dahil etmediğimiz boğuk, belli belirsiz bir tonda kalıyor.

 HAYIR VE İYİLİKTE BEN DE VARIM
“Bana selam vermeyene selam vermem, gelmeyene gitmem, iyilik etmeyene iyilik etmem, küsenle konuşmam…” gibi kendimize dönük iyilik, sevgi, fedakarlık beklentimiz bir sonraki adımda daha fazla keskinleşiyor.


“Kıl namazını kurtar başını” anlayışı üzerinden farz vecibelerimiz dışındaki her şeye “Dünya yansa umurumda değil” vurdumduymazlığıyla yaklaşıyoruz. Yanı başımızdaki yahut dünya üzerindeki şiddet eylemlerine, kavgalara; başıboş çocukların, biçare yetimlerin, düşkünlerin, zarar gören doğanın, hayvanların haline… Velhasıl zulmün her çeşidine rakamsal istatistiklerle bakıyoruz. Razı değiliz olup bitenden ama “Birileri yardım eder nasılsa” deyip avunuyoruz.

 Zulüm ve haksızlık anlayışımızın değiştiği noktada ise durumumuz daha vahim olabiliyor. Kin, haset, bencillik gibi nefsi rahatsızlıklarımıza ırk, bölge, cinsiyet, siyaset gibi düşünce unsurlarını da eklediğimizde “Hak ettiler” peşin hükmüyle yardım etmeyi gereksiz buluyoruz. Hasılı hemen her olup bitenden haberdarız fakat hiçbiri yüreğimizi yeterince doldurmuyor.


Zira kendimizle öylesine doluyuz ki canımızı, malımızı, başarımızı, güvenliğimizi, istikbalimizi düşünmekten ve önemsemekten başkalarına yer bırakmıyoruz. Halbuki “İzzetim ve celalim hakkı için eninde sonunda zalimden mazlumun intikamını alırım. Yine böyle bir mazlumun zulme uğradığını görüp de mazluma yardıma gücü yettiği halde yardımını esirgeyen katı yürekli kimseden de mazlumun intikamını alırım” (Ali el-Müttaki, Kenzü’l-Ummal, 7641) buyrulan hadis-i kudsi mucibince başkasına uzatmadığımız el ile kendi vebalimizi arttırıyoruz.

Kaynak: semerkandaile

Bagimliliklardan Kurtulmanin Yolu

  Bağımlıklardan kurtulmak mümkün öncelikle tıbbın psikolojinin bilinçaltının yardımıyla ve İslamı anlayarak