Artık beni sonradan hayal kırıklığına uğratan hiçbir insana kızmayacağım çünkü onlar hiç değişmemiş ben önce kendimi görmüşüm …
Hz. Mevlana demiş ki kişi kişinin aynasıdır..
Çünkü kimse kendinde olmayanı karşısındaki insanda göremez. Kişi aslında kendisinde bulundurduklarını karşısında görür.
Bir gün, Fahr-i Kâinat Efendimiz (sallallahü aleyhi ve selem)in yanına azılı müşrik Ebû Cehil çıkagelir. Bir nazarıyla kışları bahar eden, varlığıyla el-Emîn olan, sohbetiyle güller derilen, susuşuyla ayrı bir asalet sergileyen İki Cihan Güneşi (aleyhisselam) Efendimiz, her zamanki nezaketiyle, mütebessim karşılar bu Peygamber düşmanını. Ebû Cehil ise her zamanki kabalığıyladır.
Ebû Cehil, bu dünyalar güzeline bakıp: ‘Ne kadar çirkin bir yüzün var ey Muhammed, Senden hiç hoşlanmıyorum’ der.
Seyyidül Kevneyn (sallallahu aleyhi ve selem) Efendimiz: ‘Haklısın ya Ebu Cehil’ buyururlar gül lebi ve gül femiyle.
Derken az sonra sâdık dost Ebû Bekir sıddîk çıkagelir. O da hayran hayran bakar, güzeller güzelinin dünyalar tatlısı yüzüne. Mübârek dudaklarından şunlar dökülür: ‘Ne kadar da güzelsin yâ RasûlAllah, gönüllere ferahlık veriyorsun. Dünyada senden daha güzelini görmedim.’
Bu gerçeği, en yakın dostundan duyan İki Cihan Güneşi (aleyhisselam) Efendimiz, mesrûr bir şekilde : ‘Haklısın yâ Ebû Bekir, doğru söylüyorsuN’ buyururlar. Buna şahit olan o meclisteki insanlar: ‘Bu nasıl iş yâ RasûlAllah, hem Ebû Cehil’e hem Ebû Bekir’e haklısın buyurdunuz, oysa ki ikisi de birbirinin zıddı şeyler söyledi’ şeklinde soru yöneltince, insanlığın baş tâcı olan Mihenk (aleyhisselam) Efendimiz mükemmel bir cevap verir: ‘Ben bir aynayım, bana bakan, kendini bende görür.’