Şeyh Sâdî Şirâzî --/-----/ 1193 Tarihinde Şiraz / İran’da
Doğdu . -- / -----/ 1292 Tarihinde yine İran’da Vefat etti.
Allahü Teâlâ (c.c.) rahmet eylesin.
1 – Akıllı seçme insanlar, mütevazı olurlar, meyveleri olgunlaşmış ağacın başlarını yere eğdiği gibi.
2 – Ben doğru yolda kaybolmuş kişi görmedim.
3 – Bir haberin gönül inciteceğini biliyorsan sen sus, başkaları söylesin.
4 – Bülbülden vefa ummayın; çünkü her dem başka bir gül üzerinde olur.
5 – Çocuklarınızı kuzu gibi büyütmeyiniz ki, ileride koyun gibi güdülmesinler. (Allah (c.c.)’dan başka kiseye boyun eğmesinler )
6 – Eksik olsun zilletle elde ettiğin ! Tenceren kaynıyor, şerefin devrilmiş.
7 – Gönlünün dertli olmasını istemezsen, dertli gönüllere derman ol.
8 – Gönül dinlendiren bir güzel yüzün, düzgüncüye ihtiyacı yoktur.
9 – İnsanla birlikte büyüse bile, kurdun eniği yine kurt olur.
10 – İki şey akıl hafifliğindendir. Birşey konuşulacağı ve söyleneceği yerde susmak ; Susmak icap ettiği zaman da söz söylemektir.
11 – Keskin kılıç yumuşak ipeği kesmez.
12 – Kabiliyetsizi terbiye etmek, kubbede ceviz durdurmak gibidir.
13 – Kötüler, kendilerine tahammül edildikçe, daha çok azarlar.
14 – Kurtlar birbirine düştüğü zaman, aralarında koyun rahat eder.
15 – Ne kadar okursan oku, bilgine amel yaraşır. İlminle amel etmezsen, sana cahillik yakışır.
16 – Siz kendi ayıbınızın hamalısınız başkasının ayıbını kınayamazsınız.
17 – Suratı ekşi olanın, balı da acı olur. (Güleç yüzlünün sirkesi bal olur)
18 – Uykusu uyanıklığından hayırlı olan kötü yaşayışlı kişi varsın ölsün.
19 – Vahşi hayvan tuzakla, insanoğlu iyilikle avlanır.
20 – Yüce Allah görür, örter ; komşu görmez, haykırır.
21 – Yalnız ibadedet yetmez, ibadetin yanında kerem ve ihsan da lazım. “Allah yolunda bir altın vermeleri lâzım gelse, âdeta çamura batmış eşek gibi (debelenerek) âcizleşiyorlar. Amma, Fatiha okumaya gelince, Yüz defa da olsa okurlar.
Şeyh Sâdî’nin, Bostan ve Gülistanın’dan Sözler :
1 – Konuşmadan bir köşede oturan sağırlarla dilsizler, dilini tutamayan kimseden daha üstündür.
2 – Ağızda dil nedir, a akıl sahibi? Hünerli kimsenin hazine anahtarı değil mi ? İçerdeki cevahirci midir, çerçimidir, kapı kapalı iken kim ne bilecek ?
3 – Eğer cenk eri isen, öyle bir kimse ile savaş ki, ya ona ihtiyacın olmasın, ya da kaçıp ondan kurtulabilesin.
4 – Bahçenin gülünde beka ve gül mevsiminde vefa yoktur. Zaten bilgeler “Kalıcı olmayan şey gönül bağlamağa deymez” demişler.
5 – Akıllının önünde susmak terbiye gereği ise de, sen yeri gelince söylemeğe bak. İki şey insanı çileden çıkarır : Söylenecek yerde ağız açmamak, susacak yerde lakırtı etmek.
6 – Düşün, sesini ondan sonra çıkar ve “Kes” dedirtmeden önce sesi kes
7 – İnsan hayvandan konuşmakla üstündür. Ama doğru konuşmazsan hayvanlar senden üstün olurlar.
8 – Fareyi tutarken kedi aslandır ; kaplanla savaşırsa fareye döner.
9 – İyilik (barış) için söylenen yalan, fitne koparan doğrudan iyidir.
10 – Her sözü padişaha geçen kimse, iyilik dışında bir şey söylerse yazık olur. Yeryüzünün en küçük dağı “Tur”dur. Ama Allah katında değeri en yüce olan da odur.
11 – On tane derviş bir kilimde uyur da, iki padişah bir iklime sığmaz.
12 – Allah adamı (dostu) ekmeğin bir yarısını yerse öbür yarısını yoksullara verir. Padişah, yedi ülkeyi alsa bile, bir başka ülkenin sevdasındadır.
13 – Tıyneti kötü olan kişi iyilerin nurunu kabul etmez. Kabiliyetsizi terbiye etmek, kubbede ceviz durdurmak gibidir.
14 – İnsanla birlikte büyüse bile, kurdun eniği yine enik olur. Çorak toprak sümbül bitirmez. Kötülere iyilikte bulunmak, iyilere kötülük etmek gibidir.
15 – Nimet içinde iken dostluktan söz açıp, kardeşim ! Diyeni dost sayma. Dost, dostunun elini onun perişanlığında, çaresizliğinde tutan kimsedir.
16 – Ben kimsenin gönlünü kırmayabilirim. Ama hasetçiye ne yapayım, o kendiliğinden azap içinde.
17 – Âdem oğulları aynı vücudun uzuvlarıdır. Çünkü aynı cevherden yaratılmışlardır. Felek bir uzva elem getirirse, öbürlerinin huzuru kalmaz. Ey başkalarının acısıyla kaygılanmayan, sana insan demek yakışık almaz.
18 – Mazlumun gönül dumanının zalime ettiğini, kızgın ateş üzerliğe yapamaz.
19 – Her an sana lütufkar olan kişi bu uzun zamanda bir defa sana sitem ettiyse onu hoş gör.
20 – Aslan hayvanların başında gelir. En adi hayvansa eşektir. Oysaki akıllıların hepsi, yük çeken eşeği, adam paralayan aslandan üstün görürler.
21 – Alemde zaten vefa yok imiş, yahut şu zamanda herkes vefasız. Kimse yoktur ki ; ok atma ilmini benden öğrensin de sonunda beni nişan almasın.
22 – Koyun çoban için değildir. Belki çoban onun hizmeti içindir.
23 – Dünya dirliği çöl rüzgarı gibi geçti. Acılık da, tatlılık da, güzel de, çirkin de geldi gitti. Zalim sandı ki bize zulmediyor ; ettikleri kendi boynunda kaldı, bizden geçip gitti.
24 – Kükremiş file savaşa kalkışan kişi, akıllı kimsenin nazarında adam değildir. Gerçek adam odur ki ; öfkelense dahi saçma söylemez.
25 – Kendi ekmeğini yiyip oturmak, altın kemer takıp el pençe divan durmaktan hoştur.
26 – İnsan iyilik de etse, kötülük de etse kendisi içindir.
27 – Başkalarının ayıbını senin önünde sayıp döken, senin ayıbını da mutlak başkalarına söyleyecektir.
28 – Allah’ın kapısından kovulan kimse her yana koşar. O’nun çağırdığı, kimsenin kapısına koşmaz.
29 – Pas yeniği demirin küfünü cila vurup gideremezsin. Kara yürekliye öğüt vermenin ne faydası var. Demir çivi taşa girmezki.
30 – Esenlik günlerinde düşkünleri bırakma. Yoksul gönlü almak belayı savar. Dilenci yalvara yakara bir şey isteyince ver. Yoksa zalim zorla alır.
31 – İçini yemekle doldurma ki orada marifet nuru göresin. Burnuna kadar tıkındığın için hikmetçe boşsun.
32 – Dünyalığımız yok mu, derde düşeriz; olunca da gönlümüz (dünyaya) ona takılır.
33 – Yoksulun sabrı zenginin ihsanından üstündür.
34 – Onu bunu yoklamak ayıp değildir, elverir ki ; “Artık yeter” dedirtmeyesin. Eğer sen kendini kınayabilirsen, başkaları seni ayıplamaz.
35 – Yaptığı sözüne uymasa bile, bilginin sözünü sen candan dinle. İddiacıların lafları boştur. Uyuyan uyuyanı nasıl uyandırır.
36 – Engin deniz taş atmakla bulanmaz. Gücenen bir ârif henüz sığ sudur.
37 – Kendine zarar gelince katlan. Çünkü affetmekle günahtan arınırsın. Mademki her şeyin sonu topraktır, sen, toprak olmadan önce toprak ol.
38 – Acele yürüyen yol arkadaşı senin yoldaşın değildir. Gönlü sana bağlı olmayan kimseye gönül bağlama.
39 – Allah’ı tanıyan bir yabancı için, O’na yabancı olan bin hısım feda.
40 – Hısımın dindarlığı, takvası yoksa hısımlık bağlarını kesmek, akraba sevgisi taşımaktan daha iyidir.
41 – Bilge, söylenmemesinden zarar geleceği zaman söze başlar ve yememekten canına doyduğu zaman lokmaya uzanır. Şüphesiz sözü hikmet olur, yemesi de sağlık getirir.
42 – Kişi az yemeği adet edinince, gelen sıkıntıyıkolay karşılar. Eğer bolluk içinde can beslemişse, bir darlık görünce mihnetten ölür.
43 – Aciz eline kudret geçince, tutar, acizlerin kolunu büker.
44 – Hırs azgınlığı akıllı adamın gözünü bağlar ; tamah, kuşu da balığı da tuzağa düşürür.
45 – Asık suratlıdan bir şey isteme, onun kötü huyundan elem duyarsın. Gönlünün gamını anlatacaksan bir kimseye aanlat ki, yüzünü görünce ferahlayasın.
46 – Birinin gönlünü bir kere kırdın mı, sonradan yüz türlü iyilik etsen de, o bir tek kırgınlığın öcünden sakın. Temren yaradan çıkar, ası gönülde kalır.
47 – Eğer bir gönül kırdınsa senin gönlün de mutlaka kırılacaktır. Kale duvarına taş atma, çünkü kaleden de taş gelebilir.
48 – G ö n l e g i r e n h e r ş e y g ö z e h o ş g e l i r.
49 – Dost kapısında ölene değil, canını sağ sâlim kurtarana şaşılır.
50 – Dostların sohbetinden ıstırap duyarım. Çünkü çirkin huylarımı güzel gösterirler. Kusurumu hüner ve olgunluk sayarlar, dikenimi gül ve yasemin yaparlar. Nerde o pervasız, küstah düşmanlar ki, bana benim ayıbımı göstersinler.
51 – H e p i n i z k e n d i a y ı p l a r ı n ı z ı n h a m a l ı s ı n ı z.
52 – Sen işinle gücünle kalsan da elalemin dilini zaptedemezsin.
53 – Bir şeye, bir kimseye gönül bağlama. Çünkü gönül ayırmak müşkül bir iştir.
54 – Can kaygısıyla sevgilinin muhabbetinden gönlü ayırmak dostluğa sığmaz.
55 – Kişi nefsinin kötülüklerinden kurtulabilir. İftiracının zannından kurtulamaz.
56 – Başkalarının kusurlarını (alaya alarak) kınamayınız.
57 – Her işte kendinden üstününü ara, bunu fırsat bil ; kendin gibilerle vaktini heder edersin.
58 – Dostuna sana düşmanlık edebilecek kadar kuvvet verme.
59 – Bir yoksul yüz türlü uygunsuz iş görse, bunun yüzde birini dostları bilmezler. Ama sultan bir tek kötülük ederse, ülkeden ülkeye ulaştırılır.
60 – Tam manası ile doğru olduğunu bilmediğin bir sözü söyleme. Karşılığının iyi olmadığını bildiğin sözü de söyleme.
Allahü Teâlâ (c.c.) Şeyh Sâdî Şirâzî’den razı olsun, Cennet-i Âlâ’da makamını âli eylesin. Allah (c.c.) bu hikmetli ve özlü sözlerden faydalanmayı nasîb eylesin. Amin.
(Alıntı)