Ele geçirdiğin tüm kaleler, kazandığın tüm başarılar Allah'ın bir lütfudur."
Kanuni Sultan Süleyman
Kanuni Sultan Süleyman, Topkapı Sarayının bahçesindeki meyve ağaçlarına zarar veren karıncaların itlaf edilmesinin dinen caiz olup olmadığını Şeyhülislâm Ebussuud Efendi’ye sorar. Hem de ne soruş, tam anlamıyla şâhâne bir beyit:
Ağacı sarmış olsa karınca,
Zarar var mı karıncayı kırınca?
Ebussuud Efendi, zamanın şeyhülislâmıdır. Kanuni’ye hoş görünmek için, karıncanın ölmesinden ne olur padişahım, diyebilirdi, fakat o, ince bir nükteyle bakın ne diyor, bu da sanatkâr bir padişaha sıradan bir cevap değildir:
Yarın hakkın divanına varınca
Süleyman'dan alır hakkın karınca..!
Bu ne anlama geliyor tüm canlıların hakkı var, kedilere köpeklere işkence yapıldığıyla ilgili haberleri izliyorum. Nasıl vicdansızlık, hayvanlara ağaçlara doğaya zarar veren o insanlar sanır ki yaptıklarının cezasını ödemeyecekler.Hak zamanı gelince nasıl bir insan bir kedinin kuyruğunu kopardıysa o insanın kolunu bacağını da Allah cc koparacak,canlılara eziyet eden herkes cezasını çekecek.
Bu ne anlama geliyor tüm canlıların hakkı var, kedilere köpeklere işkence yapıldığıyla ilgili haberleri izliyorum. Nasıl vicdansızlık, hayvanlara ağaçlara doğaya zarar veren o insanlar sanır ki yaptıklarının cezasını ödemeyecekler.Hak zamanı gelince nasıl bir insan bir kedinin kuyruğunu kopardıysa o insanın kolunu bacağını da Allah cc koparacak,canlılara eziyet eden herkes cezasını çekecek.